13.11.2023
Dünyamızın karşı karşıya olduğu iklim krizi, yaşanan fırsat eşitsizlikleri, artan yoksulluk tüm insanlığı her geçen gün bu konular üzerine daha fazla düşünmeye sevk etmektedir. Devletler hem ulusal hem de uluslararası alanda önemli adımlar atmakta, şirketler ise içinde bulundukları toplum ile birlikte küresel sorunlara karşı daha fazla sorumluluk üstlenmektedir. Konu, ayrıca birçok sivil toplum kuruluşu tarafından da farklı açılardan ele alınmaktadır. Sosyal girişimler ise üstlendikleri rol itibarıyla hem kâr odaklı şirketlerden hem sivil toplum kuruluşlarından izler taşısalar da çıkış noktaları ve odaklandıkları önceliklerle bu gruplardan ayrılan ve toplumsal sorunlara çözüm yaratmak için yenilikçi yöntemler izleyen bir grup olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sosyal girişimciliğin, üzerinde anlaşmaya varılamamış pek çok anlamı bulunmakla birlikte özünde hayırseverlik ve kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımlarının ötesine geçerek sosyal sorunlara kalıcı çözümler sunma ihtiyacı sonucu ortaya çıktığı bilinmektedir.1 Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı tarafından 2010 yılında hazırlanan raporda, amaçları köklü değişiklik olarak belirtilen sosyal girişimler “sosyal sorunların çözümünde yöntem olarak girişimciliği esas alan ve serbest piyasa bazlı yöntemler benimseyen kuruluşlar” şeklinde tanımlanmaktadır.2 Görüldüğü gibi tanımlarda sosyal sorunlara çözüm arayışı ile girişimcilik birlikte vurgulanmaktadır. Peki sosyal girişimci kimdir ve hangi özelliklere sahiptir? Sosyal girişimciler, “toplumda giderilemeyen ihtiyaçları karşılamaya yönelen, bu doğrultuda sosyal bir misyonu, vizyonu, stratejisi ve çalışma şekli olan, çözümleri yenilikçilik içeren girişimci prosedürler ile bunları uygulayan kişiler”dir.3 Bu tanımlar ışığında, sosyal girişimcilerin, yaşadıkları toplumda karşılaştıkları veya deneyimledikleri sorunlara kayıtsız kalamayan ve bir sosyal değer yaratma hedefi taşıyan liderler olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. Denizalp bu durumu şu sözlerle dile getirmektedir: “Sosyal girişimciler yalnızca balık vermek ya da balık tutmayı öğretmekle yetinmez, balık endüstrisinde bir devrim yaratana dek dinlenmeksizin çalışırlar.”4
Dünya üzerinde sosyal girişimlerin tarihi her ne kadar daha eskiye dayansa da meselenin bu isimle anılmaya başlaması 1980’leri bulmaktadır. Sosyal girişimcilik kavramı, 1980’lerde Bill Drayton’un sosyal girişimcilere dünya çapında fon sağlayan bir kuruluş olan Ashoka’yı kurması ile ortaya çıkmıştır.5 2006’da Bangladeşli ekonomi profesörü Muhammed Yunus’un mikro kredi uygulaması ile Nobel Barış Ödülü alması sonrasında ise sosyal girişimciliğe ilginin daha da arttığı gözlenmektedir.6 Grameen Bank ismiyle kurulan bu uygulama ile yoksullara kredi sağlanmakta ve bu kişilerin iş kurması desteklenmektedir. Hedef, yoksulları güçlendirmek ve yoksulluğu engellemektir. Grameen Bank sürdürülebilir kalkınma yolunda attığı adımlarla günümüzde Türkiye dahil 81 ülkede faaliyetlerini sürdürmektedir.
Yukarıda hacimce büyük bazı örneklerine yer verilen sosyal girişimlerin sayısı günümüzde oldukça fazladır. Sosyal girişimciliğin giderek artan bir ivme ile hareket etmesinin altında birçok neden bulunmaktadır. Kerlin Avrupa’da ademi merkeziyetçilik, özelleştirme ve kamusal hizmetlerin azaltılması ile karakterize edilen yeni ekonomi-politik yaklaşımın sonucunda refah devletinin gerilediğini ve ortaya çıkan sorunları tespit etme ve çözmede sosyal girişimciliğin öne çıktığını ifade etmektedir. Diğer yandan ABD’de ise kâr amacı gütmeyen yapıların fonlarının azalmasının sosyal girişimciliğin gelişmesinde rol oynadığını değerlendirmektedir.7 Sivil toplum kuruluşlarının faaliyet gösterdiği ancak yeterli olamadığı bu alandaki boşluk, ekonomik kaygıları da olan sosyal girişimler yoluyla doldurulmaya ve böylelikle toplum güçlendirilmeye çalışılmaktadır. Sosyal girişimciler mevcut sorunlarla yüzleşmiş aynı toplumun bireyleri olmaları sebebiyle gelişim alanlarını daha doğru tespit edebilmektedir.
Sosyal girişimler içinde bulundukları toplumda değişim yaratma hedefiyle hareket etmektedir. Deneyimleri ve gözlemleriyle söz konusu topluma ait sosyal, ekonomik, çevresel açılardan aksayan noktaları kendilerine hedef olarak belirlemekte ve çalışmalarını söz konusu sorunların çözümü üzerine geliştirmektedir. Bir yandan elde ettikleri gelirle kendi ekonomik sürdürülebilirliklerini sağlamakta, diğer yandan toplumsal fayda yaratmaktadır. Fakat yola çıkış sebepleri, onları kârlılıktan çok toplumsal faydaya yönlendirmektedir.8 Sosyal girişimlerin fayda yaratma hedefleri ve ele aldıkları konular onların sürdürülebilir kalkınma hedeflerine paralel hareket etmelerini sağlamaktadır. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde öngörüldüğü şekilde sosyal girişimcilik, gelecek hedefiyle hareket etmekte ve yerelden başlayarak yayılan bir halka ile yoksulluğun ortadan kaldırılması, gelir ve fırsat eşitliğinin sağlanması odağında çalışmaktadır.
Sosyal girişimcilik, kendisine hedef seçtiği toplumsal tıkanıklığa karşılık çözüm arayışını girişimcilik yanı ile harmanlayarak hem toplumsal hem de ekonomik fayda elde etmektedir. İzlenen yol ise, sürdürülebilir kalkınmanın aktif bir oyuncusu olarak sosyal girişimcileri kapsamlı ve gelecek odaklı çalışmaya sevk etmektedir. Sonuç cümlesi babında, sosyal girişimciliğin sürdürülebilir kalkınma alanında yerelden uluslararası düzleme uzanabilen aktif rolüne vurgu yapmak ve sosyal girişimci sayısının artmasını temenni etmek yerinde olacaktır.
Dipnotlar: